İsmet ÖZEL. Neyi Kaybettiğini Hatırla. Şule Yayınları
SİZE TAVSİYEM ODUR Kİ…
Yıllar önce bana topluluk içinden bir genç şöyle sormuştu: “Bize ne tavsiye edersiniz?” Ender karşılaştığım bir soru değil bu. Dolayısıyla böyle bir soruya hazırlıklı olmam gerekirdi. Oysa ben bu ve bunun gibi sorulara cevap vermekten hep geri durmaya gayret ederim. Çünkü herkes gibi ben de tavsiye etmenin kolaylığını ve buna mukabil tavsiyenin bedelini ödemenin zorluğunu bilirim. Hele İslâmî hareket söz konusu olduğunda fiiliyatın esas, sözlerin yanıltıcı olduğuna inandığımdan herhangi bir strateji veya taktik sunmanın hafifliğine kendimi bırakmam. Bu mülahazalar tahtında karşımda duran gence: “Tavsiyelere kulak asmayın” dedim. Genç müslüman benden daha akıllı olduğunu ortaya koyarcasına benim sözümü: “Buna bu tavsiye de dahil” diyerek karşıladı. Madem ben tavsiyelere kulak asılmamasmı tavsiye ediyorum, benim tavsiyeme de kulak asılmayabilir; netice itibarı ile belki tavsiyeleri bir kenara bırakmayabiliriz. Ama belli ki bize tavsiyelerin ötesinde bir şeyler lâzım…. (s.14)Asıl uyumsuzluk, ne okumak gerektiğini bir yazara sormakta ortaya çıkıyor. Varsayalım ki bir yazara hangi kitapları okumak gerektiğini sorduğunuz ve o da size bir kitap listesi verdi. Baktınız ki o listede o yazarın kendi ki¬tapları yok. Demek ki okunmaya değer şeyler yazdığına inanmayan birine akıl danışmışsınız. Demek ki o kendisi muhtac-ı himmet bir dede. Eğer verilen listede yazarın ki¬tapları varsa, demek ki o yazar henüz okuyucusu bile ol¬mayan insanlarla muhatap olmak gibi tuhaf bir konuma itilmiş. (s.15)