Baran – Mecid Mecidî
(1)
Bir müslüman toplumda yaşadığımız halde, dünyadan pek de kopuk değiliz: Bencilliğin tavan yaptığı şu zamanda, ancak doğulu olmakla açıklanılabilecek bir aşk hikayesi Baran.
Şiirsel anlatımının yanısıra filmin çok sıradan ortamları anlatışı, bu sıradanlık içinde gerçekten de önceleri kendinden başka bişi düşünmemenin zirvesinde karaterimizin, sevgi le ne kadar değişebileceğini gösteren bir film. Mükemmeleştirmek için herşeyi kendinden uzaklaştırmaya dönüşen bir davranış biçimi. Aşkta bu noktadan sonra sanırım, rahmani aşk aşaması var…
Bir insana duyulacak sevginin en saf hali. Öbür taraftan da bir insanı sevmenin en paranoyak hali de diyebiliriz. Ama sen saflıkla açıklamayı tercih ederim. Ne ki bu kadar damıtık bir duygu, ancak kısa süre var olabilir. Sevilenin kalıcı olmadığını düşünürsek sınırımızı anlarız sanırım.
(2) “Bir parça ekmeğim var, benimle paylaşmak istermisin?”
Aklıma o çok bilinen tasaffufi kıssa aklıma geliyor. Burada uzun uzun anlatmayacağım, sonunda Şeyh baba oğlu şakire hitaben;
“Harabât ehline hor bakma şakir;
Viranelerde defineler vardır.”
diyordu. Baran filminde de aynı viranelik içinde defineler gizli.
Alakalı:
Biraz araştırırsanız aslında bir çok yolda bu filmleri edinebilirsiniz fakat ben size yardımcı olamayacağım.